Tuzla’da 29 Nisan’da bir boya fabrikasında 3 emekçinin hayatını kaybettiği patlamaya ait 3’ü tutuklu 4 şüphelinin yargılanmasına başlandı.
Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki birinci duruşmaya tutuklu sanıklar Mustafa Umut Bıçak, Birincinin Günçavdı ve Onur Dağdelen, tutuksuz sanık Songül Öztürk, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Sanık Bıçak, patlamanın meydana geldiği fabrikanın sahibi olduğunu, olay günü günlük işlerini halletmek için ofise gittiğini, arka arda patlamaların olduğunu, her yeri alevlerin kapladığını söyledi.
Şirketlerinin daha evvel İkitelli’de faaliyet gösterdiğini, oradayken ruhsatlarının bulunduğunu belirten Bıçak, Tuzla’ya taşındıklarından tekrar ruhsat almaları gerektiğini, bu süreçlerin de uzun sürdüğünü öne sürdü.
Gerekli ÇED raporunu aldıklarını, üretim yapmaya müsaadelerinin bulunduğunu söz eden Bıçak, üzerine atılı olan suçlamayı kabul etmediğini lisana getirdi.
Tutuksuz sanık Öztürk, fabrikanın iş güvenliğini hazırlayan şirketin sahibi olduğunu, kendisinin vazife alanının iş güvenliği uzmanlarının atanması olduğunu, üzerine atılı olan suçlamayı kabul etmediğini söyledi.
Tutuklu sanıklardan Dağdelen ise patlamanın yaşandığı gün tıpkı sanayi sitesinde bulunan ikinci fabrikalarında bulunduğunu kaydetti.
Patlamanın yaşandığı fabrikada Ar-Ge uzmanı olarak vazife yaptığını, yapılan üretimlerin numunelerinin kendisine geldiğini ve denetim ettiğini anlatan Dağdelen, olayda rastgele bir kusurunun bulunmadığı kaydetti.
Diğer tutuklu sanık Günçavdı da iş güvenliği uzmanı olarak fabrikada yarı vakitli çalıştığını, fabrikaya en son olaydan 24 gün evvel gittiğini, fabrikada rastgele bir evrak eksikliğinin olmadığını ve üzerine atılı olan suçlamayı kabul etmediğini bildirdi.
Duruşmaya katılan müştekiler, sanıklardan şikayetçi olduklarını ve davaya katılmak istediklerini beyan etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, şikayetçilerin hatadan ziyan görmesi nedeniyle katılma taleplerini kabul etti.
Soruşturma ve kovuşturma evresinde kusur durumunun tespiti için alınan eksper raporları ortasındaki çelişkilerin giderilmesi için evrakın tekrar uzmana gönderilmesine hükmeden heyet, tutuklu sanıkların, üzerlerine atılı hatanın vasıf ve niteliği, evrakta mevcut kanıt durumu, kanıtların toplanmış olması ve sanıkların cezaevinde geçirdiği süreyi dikkate alarak tahliyelerine karar verip duruşmayı erteledi.
Adliye önünde basın açıklaması
Müşteki avukatlarından Yurdagül Sezgin, adliye önünde yaptığı basın açıklamasında, hata konusu olan olayda 3 kişinin hayatını kaybettiğini anımsattı.
Sezgin, patronun yüzde 100 kusurlu olduğunun eksper raporu ve evraktaki dokümanlarla sabit olunmasına karşın sanıkların tahliyelerine karar verildiğini belirterek, karara itiraz edeceklerini söz etti.
Avukat Esra Yüksel ise kelam konusu patlamaya iş kazası demenin yanlış bir tabir olacağını kaydederek, “Bu resmen bir cinayettir. Emekçi kardeşlerimiz eğer dinlenmiş olsalardı, gerekli tedbirler alınmış olsaydı, yanımızda olacaktı. İşverenin tahliyesi vicdanları yaralamıştır.” dedi.
Patlamada hayatını kaybeden Tayfun Aydın’ın eşi Çiğdem Aydın da “Eşim defalarca uyardı. Hatta en sonunda ‘bizi patlatacaklar’ dedi. Bu göz göre göre geldi. Umut’un (Bıçak) çıkması hak değil.” biçiminde konuştu.
İddianameden
Tuzla’da 29 Nisan’da bir boya fabrikasında Tayfun Aydın, Mustafa Öztürk ve Turgay Tüney’in hayatını kaybettiği patlamaya ait Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 3’ü tutuklu 4 kuşkulu hakkında soruşturma başlatılmıştı.
İddianamede, 4 şüphelinin “taksirle birden fazla kişinin vefatına yahut yaralanmasına neden olmak” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılması istenirken, “mala ziyan vermek” kabahatinden takipsizlik kararı verilmişti.
Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
